14 MART ve HEKİM OLABİLMEK...!

Her değer verilene biçilen teşekkür elbisesini bugün de Tıp Camiasının ‘’Beyaz Gömlekliler’’’ ine giydiriyoruz. 14 Mart Tıp Bayramı, halk dilinde doktor, tıp dilinde hekim olarak ömrünü hayat kurtarmaya adayan sağlık emekçilerini hatırlama günü…

Elbette hatırlamak ve hatırlanabilmeK çok özel bir (insani) duygudur.  

Tabii hatırlanmanın ve hatıralarda iz bırakabilmenin de iyi kötü tarafları vardır. Kimi hatıralarıyla ömrüne ömür katar, kimileri de hatıralarıyla saç baş yolar. Hekim olmak bu vasfın sürprizleriyle dolu dolu yaşamak desek yeridir. Hekimlerimiz neredeyse cana can katabilmek için bir ömür bu uğurda hizmet verseler de, bazen öyle anlar geliyor ki, kendilerini anlatabilmeye bir saniye zaman ayıramazlar. Tam anlatayım derler, karşısında hizmet verdiği kişilerce darp edilirler. Tam içindeki duyguları nasıl izah edeyim derken yumruğu gözlerinin üzerlerine afiyetle yerler.

14 Mart tıp Bayramı…

Tüm bayramlar ikramlarla hatırlanır, Güleryüzlerle hafızalara kazınır, kavuşmalara kapı aralar…Peki ya 14 Mart bugün nasıl hatırlanır….

1980’lerden günümüze gelinceye kadarki zamanı imkan olsa da silebilsek hafızalardan…

1990’lı yıllardı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 3 önemli detay hala gözlerimin önünde…

Birincisi daha ilk girdiğim yıllarda bir bayan hekimin görevini yapmasına engel olunması olayına şahit oldum. Zamanın Rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından ‘’başörtülü’’ gerekçesiyle sağlık hizmeti yerine, müzede bulunan insan maketini koruma görevi veriliyor. Gözlerimle şahit olduğum bu durumu asla unutamıyorum…

İkincisi Kız öğrencilerin başörtülerini çıkarmaları için kurulan ''ikna odaları''na baskıların arttırılması talimatı veren, bizzat dönemin rektör yardımcısı Nur Serter’in odasına imza için girdiğimde ''Bu kafalardaki örümcekleri çıkaracağız'' sözleri hala kulaklarımda yankılanıyor…

Üçüncüsü eşimin Cerrahpaşa’da işe başladığında Cerrahi ameliyathanesi sekreterliğinde göreve başlaması, bu vesile ile başörtüsünü soyunma odasında çıkarıp ameliyathane kurallarına uyarak bere takması onunda bu sorun karşısında bir avantaj olarak gördüğü durum ne yazık ki Alemdaroğlu’nun kulağına fısıldandığında….! ''Olur mu öyle şey, berenin ön tarafından perçemini dışarı çıkarsın'' ! emriyle eşime de baskı kurulması benim içinde bardağı taşıran damla olmuştu.

Dördüncüsü ise Cerrahpaşa Kadın Doğum Kliniği'nde yabancı uyruklu başarılı bir hekimin toplantıda alınan ''başörtülü hastalara karşı farklı davranılacak'' sözleri üzerine ''ben böyle bir ortamda görev yapamam'' diyerek istifa etmesi...

Bir tarafta mağdur edilen hekimler, diğer tarafta mağdur eden hekimler…

Acaba bu durum karşısında siyasi erk nasıl bir yol izleyecekti…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

‘’Beni Türk Hekimlerine Emanet Edin’’ derken,hekimlerin din,dil ve giyim kuşamlarıyla asla alakadar olmamıştır.

14 Mart Tıp Bayramınızı tebrik ederim….

Selametle…

YORUM EKLE