Barolar ve Baro(n)lar

Uzun zamandır yazmak istiyordum ama, Muhterem Genel Başkanımız sayın Dr. Devlet Bahçeli Beyefendinin çağrısını emir telakki ederek sosyal medyada paylaşım yapmıyordum. Sosyal medya düzenlemesi sonrası Liderimizin sayın Bahçeli twitter hesabından paylaşım yaptı ve bizlerde sosyal medya hesaplarınızı kullanmaya başladık. Konumuz barolar. Bizim Amasya da ki mesleğini icra eden hemen hemen hepsini tanıdığımız halisane duygular içerinde olan avukatların bağlı olduğu baro değil, eleştirim baro(n)ların barolarına. 

Siyasi iktidar çoklu baroya geçmek istiyor. Çoklu baro demek 2 bin avukat biraraya gelerek baro kurabilmesi demek. Bu ancak büyükşehirlerde mümkün tabi.  Türk Dil Kurumu sözlüğünde baroların tanımı şöyle yapılıyor; "Bir kentte bulunan bütün avukatların zorunlu olarak bağlı oldukları meslek kuruluşu". Biraz açayım konuyu zorunlu diyor. Buradan avukatlara sormak istiyorum zorunlu bağlı olmak demokrasiye aykırı değil mi? 

Çoklu baroya karşı çıkan ve her konuda Avrupa ülkelerinden ABD den örnek veren avukatlar; Fransa, Almanya, ABD ve İngiltere de çoklu baro olduğunu ya bilmiyor yada işlerine gelmiyor. 

Devletine ve milletine düşman olan şer odaklı avukatlar baron baroların gölgesinde yaşamaya devam ediyor. Milli ve dini değerlerine bağlı olan yada başka gerekçeleri olan kadirşinas avukatlar ise onlarla aynı çatı altında olmak istemiyor. Toplumumuzun ahlak değerleriyle oynayan lgbt ye sahip çıkan baronların barolarına kayıtsız kalmıyorlar. Savcı Selim Kiraz'i şehit eden silahın devlet düşmanı militan bir avukat tarafından adliyeye sokulduğunu unutmuyor, unutturmuyorlar.

Çoklu baroyu bölücülük olarak gören saltanatları tartışmaya açılan baron barolar konuşmaya uzak, uzlaşmaya mesafeli, müzakere ve görüşmeden bihaberdir. Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendinin dediği gibi "Sahte demokrasi çağrısı yapanlar, demokrasi kültürünü en çok budayan, benim olsun da ne olursa olsun anlayışıyla dar ve kaymak bir kadro kurarak barolara çöreklenenlerdir. Çoklu baro ile barolar demokratikleşecek, avukatlar özgürleşecek, savunma daha da güçlenecektir.
 Bazı baroların mesleki dayanışma ve hak mücadelesinden ziyade CHP kayığına binip siyasi muhalefete tevessül etmeleri savunma ruhuyla ters düşen bir kırılmadır. Dileğimiz baroların savunulduğu kadar Türkiye'nin hak ve çıkarlarının da savunulması, sahiplenilmesidir.

                             

YORUM EKLE