‘Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik!..Y.Kemal

TOGG VE CUMHURİYET

Milletçe şen bir gün yaşadık.

Türkiye’nin gerçekleştiğini gördüğümüz bir rüyasıydı TOGG.

Aslında bu rüya1960'larda dedem tarafından da görüldü.

Devrim otomobilini yapan ve yürüten de yine bu toplumun mühendisleri idi.

Devrim ile Opel şirketi aynı yıllarda doğdu. Opel bir dünya şirketi olurken koskoca 60 yılı emekleme dönemiyle geçirdik. Yani 60 larda Devrim heyecanını yaşayıp ölen birini bugün kaldırsan aynı heyecanı yaşayan bize şaşar kalır herhalde. Bu arada ne yaptınız diye sorar mutlaka. Peki Nasıl açıklayacağız!?

Hala direksiyonuna geçtiğinde sürülebilen Devrim neden yollarda yer alamadı!? Benzini bitti safsatasına bile birisi çıkıp,benzin biter git doldur ve devam et diyemedi? Bunu demek de ayrı bir güç ister tabii ki. Mevcut teknoloji ve egemen bir güç birleşmeli..Ve tabii ki Siyasi İrade!

Merhum Erbakan hatıratını anlattığı Davam adlı eserinde Sanayii hamlesinden de bahseder. 2.Dünya savaşının Türkiye açısından da faydalı bir dönem olduğunu Yedek parça imalatını bu dönemde başladığı,uçak motor fabrikası kurulduğu ve fakat dış yardımlar bahanesiyle bu girişimlerin akil kaldığını anlatır. Yine bir hatıratında binbir güçlükle kurduğu Gümüş motoru kapatmaya zorlayan anlayışa rahmetli Adnan Menderesin elinde bir valiz parayla gelip devam et dediğini de anlatır. Hoca gerçek sanayileşme,fabrikalar yapacak fabrikalara sahip olmaktır,der eserinde. İkinci dünya savaşı sonrası bulunup değerlendirilemeyen bu fırsatlar Pandemi ve ticaret aksının Asyaya kaydığı günümüzde yeni yeni fırsatlar sunuyor ülkemize.

Yaşayınca veya biraz okuyunca görülen o ki Cumhuriyet tarihimiz( ve hatta öncesi,bu tür siyasi ve teknoljik darbelere ve engellemeler tarihidir de aynı zamanda.

Toggun ve savunma sanayiinin bu gelişimi de dikkate aldığında bu mesafeye rağmen yine de bu girişimleri bir kaşık suda boğacak nice engeller olduğu atlanmamalıdır.

Cumhuriyet 20. yüzyılın başlarında insanlığın yaşadığı tecrübelerle Avrupa ve tüm dünyada yaygın bir yönetim şekli olarak benimsendi. 19 yy.öncesinde Avrupa veya dünyanın herhangi bir yerinde bu idare şekli yok denilebilir. Onlarda krallık biz de Padişahlık sistemi var. Yani Monarşi. Her ne hikmetse bu monarşi sevdası birçok ülkede geçmiş de değil. İspanya'da,İngiltere de dahil birçok ülkede hala yaşatılıyor. İngiliz kraliçesinin vefatında nasıl bir saygınlıkla öbür tarafa gönderildiğini ve yerine yenisinin seçildiğini de gördük yakınlarda.

Biz de Cumhuriyet ile yola devam deyince yıllarca halk için halka rağmen yönetim örneklerini gördük. Hala bir kısım anlayışın ile gündüzünde şöyle kurduk böyle kurduk deyip yapılan güzellemeler ve gecesinde simokinli,içkili balolarla kutlamayı anladık veya böyle anlatıldı. V e hatta bu anlayış kurucu irade mantığıyla evsahibi gibi davranıp eve ekmek getirenlere,ek.eği getirdiğin kadar varsın yoksa işin yok diyerek maraba muamelesini görmekten kaçınmadı ve kaçınmıyor.Ama aslında 10. yıl marşı söyletip Demirağlarla ördük anayurdu dörtbaştan diye gezinirken 5 yıl içerisinde 7 bin km demiryolu yapan Abdulhamit Hanı da yine bu yıllarda tukaka ilan edip tarihin tozlu sayfalarına gömmeye çalıştık. Aynı şeyi tüm Anadoluyu modern yolla birleşitiren demir yollarıyla bağlayan ve hatta bu yolları Çin’e bağlayarak tarihi İpek yolu rüyası gören, 70 yılda olmamış ve yapılamamış ne varsa 20 yıla sığdıran ve Türkiye Yüzyılını ilan eden Recep Tayyip Erdoğan'a da yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Son 20 yılda askeri ve bürokratik vesayetle uğraşarak ve müdahale ve darbelere maruz kalınarak yapılan bunca hizmete burun kıvırarak ortalıkta gezinenlere ve özellikle manipilasyona uğratılan gençlere Cumhuriyet ve gelişim tarihini de okutmak ve anlatmak gerektiği kanaatindeyim. Bir şey farketmiyor. Dün Abdulhamit,Erbakan vs. nasıl engellemelere rağmen hizmet ortaya koymuş ise bugün de altın tepside sunulmuyor.

Cumhuriyet ve idarecilerinin,tarihi ile ve halkı ve inançları ile çatışmadan, çoğulculuğa yani çoğunlukla gelen iktidarın arkasında durmak ve muhalefetin de yapıcı olarak alternatif özelliğini diri tutarak geçmişini iyi tahlil edip geleceğini sağlam temellere oturtarak ilerleyen bir anlayışla ve sağlıklı ve dengeli işleyen yasama,yürütme ve yargısının üst kalitede ve insan hakkınına duyarlı bir mekanizma kurularak geliştirilmesi ve dünyaya tekrar ben masadayım denmesi duamız ve temennimizdir. Müesseseler birlikte yükselir birlikte düşer. Siyasi gücü arkasında güç hisseden teknoloji ve gelişmeye meraklı gençler nice buluşlara imza atacaktır.

Merak etmeyin.

Dün elinde yalın kılıç doğu ve batıya kılıçla akın eden gençler ,bugünün kılıçları olan teknoloji takımları ve girişimleriyle de doğuya ve batıya şanlı akınlarını devam ettirecek ve Kızıl Elmasına doğru koşacaklardır.

Zira bu Milletin kaderi bu!

Gerisine karnımız TOGG!

Slm ve dua ile.

30.10.2022/İstanbul

www.alimetin.av.tr

YORUM EKLE