Bir Film Üzerine Birkaç Kelam

Bir kaç gün önce bir film izledim. Açtığımda başlamıştı ve filmde bir kadına eşi arkadaşı sürekli kızıp duruyordu. Film ve dizilerde şıpın işi cinayeti çözen, filmin sonunu daha baştan tahmin eden ben filmden bir şey anlamadım. Nice sonra kadının eşini aldattığı ve hamile olduğunu anladım. İlgi alanımda bir film olmadığından kanal degistirdim. Sonra dünya üzerindeki durumumuzu filme benzettim. Şu dünyaya geldik geleli durumdan bir şey anlayan var mı? Neden, nasıl yaratıldık, nereye gidiyoruz, dünya üzerindeki bu şiddet, zülüm neden... sorular o kadar çok ki. Kimileri evrime, kimileri çamurdan yaratıldığımıza inanıyor. Binlerce yıl bir sürü tanrıya inanılmış, bırakın binlerce yıllık geçmişimizi 50 yıl önceki olayların iç yüzünü dahi tam olarak bilmiyoruz. Uzaylılar, reptilianlar, komplo teorileri de son yılların dinlestirilen yeni inançları. Son yıllarda bilim önümüzü açan aydınlatan en önemli meşale fakat o da henüz problemlerin başında. Aynı filmdeki kadının hali gibi olaylar, doğa, insanlar sürekli insana bağırır konumda. En fakir de en zengin de dünyanın olayların insafına terk edilmiş durumda. Bizim de filmdeki kadın gibi bir suç işleyerek bu cehennemî dünyaya gönderilmiş olma ihtimalimiz de var. Ben bu soruları çocukluğumdan itibaren sorarak kendimce bir cevaba ulaştım. Yine de dünya üzerindeki yaşamın zor geldiği anlar oluyor. Filmdeki gibi bu yaşamı beğenmeyip kanal değiştirme imkanımız da yok. Bu kanalı hepimiz ortak kararla degistirebiliriz diye düşünüyorum. Dünya insanlığının ortak bilinci binlerce yıldır sürekli öfke, şiddet ve acı dolu filmleri (illüzyonları) tercih etmiş. Çoğu insan bu kanalı yani dünya üzerindeki olayları değiştirmeye çalışmamış hatta çoğu kendi isteğiyle bu olayları seçtiğini unutup oynanan filmi izlemeye devam ediyor. Dünyaya, olaylara kızgınlık ve kırgınlıklar basiretimizi öyle etkiliyor ki bir filmde olduğumuzu, bu filmin hem senaristi, hem baş rol kahramanı, hem de yönetmeni olduğumuzu unutuyoruz. Şimdilerde iç sesi artık bu filmi değiştir huzur sevgi barış ve paylaşmaya dair bir film kurgula ve bir süre de onu oyna diyenler çoğalmaya başladı. İllüzyonları yıkmak bilinçli farkındalık gerektiriyor ve bu farkındalık da genellikle acı olaylar ertesinde açılmaya başlıyor. 11, 22, 33 gibi devam eden rakamları görüp bunlara anlamlar yükleyenler var ya işte buradaki en büyük anlam artık illüzyonları fark edecek seviyeye gelmişsiniz demektir. Ben bu hallerde rakamlara anlam yüklemem. Birilerinin anlam yüklemesini de yanlış bulmuyorum fakat rakamlara takılıp asıl anlamı görmeyi unutmayın. Rakamlar dışında Hayatınızda tekrar eden kelimeler, olaylar zaman ve mekânda esnemeler vs oluyorsa illüzyonları yok edecek bilince ulaşmışsınız demektir. Matriks filmini izleyenler bilir. Filmde ajanlardan (yani kötücül bilgisayar programından)kacarken Neo siyah bir kediyi kısa aralıkla 2 kez görüyordu. Filmde Trinity ( Morpheus da olabilir) kedinin 2 kez görülmesini ajanların olayları mekanı kendilerine göre tekrar ayarlaması olarak açıklıyordu. Işte bu ayarlamayı dünya insanlığının ortak üst bilinci yapıyor. Ozon tabakasının düzelmeye başlaması da aynı kara kedi olayı gibi. Ben covit salgınını da doğayı olayları hızlıca değiştirip illüzyonları yıkmaya yönelik vakalar olarak niteliyorum. Artık daha hızlı bilinçlenmemiz ve şu saçma filmi değiştirme zamanı geldi de geçiyor bile.

YORUM EKLE