Fincancı Katırlarını Ürküten Ses….

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen bir ödül töreninde, tutuklanan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı gerilimi yaşandı. Yönetmen ödülünü Fincancı'ya ithaf etti, oyuncu Burak Haktanır “O kadın TSK’ya iftira attı” diyerek tepki gösterdi.

Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK ile mücadelesine ilişkin;

“Sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan birisi kullanılmış durumda. Çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz.” sözleri ülke gündemine oturmuş ve peş peşe tepkiler yükselmişti.

Fincancı, bu sözlerinin ardından çok geçmeden gözaltına alındı. Terör propagandası suçlaması ile başlatılan soruşturmada tutuklandı. Olayın yankıları devam ederken geçtiğimiz günlerde İstanbul'da düzenlenen ödül töreninde Yönetmen Özcan Alper aldığı ödülü tutuklanan Türk Tabipler Birliği Başkanına ithaf etti.

Alper, “Şebnem Korur Fincancı sadece yine barış dediği için bir linç kampanyasına maruz kaldı. Umarım son olur. Umarım cezaevinden çıkar. Bu ödülü ona ithaf ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Bu durum konunun fitilini yeniden ateşledi. Ödül törenindeki oyuncu Burak Haktanır bu durum karşısında sert tepki gösterdi.

Haktanır, “TSK’ya iftira attı. Kaç gündür PKK sayfaları onu destekliyor. O kadın Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira attı ama siz yanıltıyorsunuz insanları. Sırf barış dediği için sanki bu olmuş gibi aktarıyorsunuz. Türk Silahlı Kuvvetlerine çok ağır ve asla kabul edilemeyecek ve uluslararası hukukta da suç sayılan bir şey ile itham ediyor. Kimyasal silah var diyor. Tüm PKK sayfaları tüm örgüt sayfaları bu kadına destek çıkıyor. Sende bu kadına burada destek veriyorsun. Ne farkınız kaldı?

Ya bir diğer durum…

Gurur günümüzde gelişen olaylara uydurma asparagas mantık dışı sözlerle eleştiride bulunan gazeteci Murat Muratoğlu

Efendim ‘’TOGG bir pazarlama faciası’’ imiş. Bak sen! Daha pazar ağına adım atmadan kendi içimizden biri kalkıp bu pazar ağına pisliğini sıçratmaya çalışıyor.

Hani Can Ataklı’nın tepeden tırnağa kin ve öfkeye bürünüp çıldırması da boşuna değil. Bunlar nefsani arzuları, kendi kariyer hesapları için memleketin temeline dinamit koymaya çekinmezler. Bir ara Marmaray’a karşı çıkıp celallenen Ataklı, görev alanına giderken canlı bir programa bağlanmıştı. Trafiğin keşmekeşliğinden bahsederken ‘’Allah’tan Marmaray var’’ diyerek kendi içinde çelişkiye düşmüştü.

Bir yazarın asli görevi halkı aydınlatmaktır. Aydınlıkları karanlık göstermek değil. Yani bu zevatların mantığına göre iktidar kendilerine yakın ise yaptıkları güzel, diğerleri ise kaka. O zaman devir değiştiğinde diğer kesimde mi böyle yapmalı. O zaman bu ülke nasıl refaha erip nasıl ilerleme sağlayacak anlatır mısınız. Hani yazar çizersiniz, akıllısınız ya bunu da bir izah edin de bilelim.

Siz bu vatanı batırmak için sarfettiğiniz onca yazı ve paylaşımdan sonra lütfen ‘’Atatürkçüyüz’’ kelimesini ağzınıza almayın…

Atatürkçülük ilerlemek demektir…

Atatürkçülük demokrasi demektir…

Atatürkçülük gelişmelere açık olmak demektir.

Atatürk ne demişti;

İstikbal Göklerdedir…

İşte karadan ve göklerden medeniyetin ve teknolojinin ışıkları bizim lehimize yanıyor.

Neredesiniz bre Atatürkçüyüz diyen sahte Atatürkçüler…

Size rağmen Mustafa Kemal Atatürk’ün hedefleri bir bir yerine oturuyor.

Sizler çatlasanız da, patlasanız da bu böyle…

Havacılıkta Sihalar, karada TOGG denizde devasa denizaltılar ve gemilerimizle yüzyıla damgasını vuracak ‘’Çılgın Türkler Geliyor’’

YORUM EKLE