Millet ne istedi, Muhalefet ne vaat etti, İktidar ne verdi

Bu başlığı geniş bir yelpaze ile kısaca açıklamak istiyorum. O nasıl olacak diyeceksiniz? Buyurun o zaman!

Önce milletin ne istediğine şöyle bir bakalım.

Efendim millet tüm siyasilerden; birlik ve beraberlik içerisinde, milletin menfaatine, vatanın bölünmez bütünlüğüne, terörün tamamen bitirilmesine ve ekonomik gücün yükselmesine dair hizmet ve çalışmalar bekledi.

Özellikle siyaset dilinin biraz daha yumuşak olmasını, eleştiri ve eleştiriye tahammülün aynı yumuşaklık içerisinde olmasını arzu etti.

Yapılan hizmetlerin her ne kadar siyasi arenada mevcut iktidarın yararına olsa da, bu kanıyı değiştirip yapılan hizmetin devlet ve millet adına olduğu vurgusu yapılmasını bekledi. (Bu sayede devlet imkanları iktidar için kullanıldı, muhalefet destek alamadı düşüncesi ortadan kalkmış olacaktı.)

Milletimiz geçmiş dönem tarihi şahsiyetlerimizin sadece ileriye dönük faydalı yanlarını baz alarak, eksi taraflarını kullanmamalarını, bu vesile ile de bugünün başarısızlıklarını geçmiş şahsiyetleri ortaya atarak örnek gösterilmemesi gerektiğinin vurgusunu yapmıştır. Başarının da kayıplarında bugünün şartlarına göre kişi ve kurumu bağladığı algısı ortaya atılmalı.

Velhasıl, millet dünü ders alınacak bir yaşanmışlık, bugünü yarının önsüzü olarak kayda aldığı düşünülmeli diye bir tez ortaya koymuştur.

Gelelim muhalefetin ne verdiğine;

Muhalefet ne yazık ki el birliği etmişçesine isyan verdi, nefret verdi, kin verdi, öfke verdi. Asla ve asla gelecek için ümit vadeden bir proje ve ışık vermedi.

Ne yazıktır ki, muhalefet kendi seçmeninin dahi isteklerine aldırış etmedi. Sadece seçmenine kafa karıştıran sloganlar verdi.

Ne yazık ki, kendi kuruluş amacından uzak, çizgisinden sapmış siyasi mesajlar verdi.

Birleştirici ve uzlaşmacı kimliği hasıraltı edip, mahalle dedikoducuları misali tüm alternatifleri kuru çekişmelere meze etti.

İnsanların haber alma özgürlükleri olan yazılı ve görsel medyayı maddi çarklara teslim etti. Parayı veren düdüğü çalar mantığıyla habercilik ve yorumculuk kültürü oluşmasına katkı sağladı.

Muhalefetin muhalif olma özelliğini ‘’yapıcı eleştiri’’ yerine linç kültürüne hizmet eden bir yapıya çevirdi.

Peki ya iktidar ne verdi derseniz;

İktidar yapmış olduğu eserleriyle övünülesi hamleler gerçekleştirdi. Tabi bu hamlelerin içerisinde Türk milletinin başarılı iş ve teknoloji çevresi, ilim insanları ile beyin takımları büyük işler başardı. Bu başarıların tacı mevcut iktidara nasip olmuş oldu.

Bu başarıları değerlendirmesini bilen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN liderlik özelliğiyle durumu lehine çevirmeyi başardı.

Ekonomik olarak almış olduğu kararlar her ne kadar anlık geçim darlıklarına sebep olsa da ileriye dönük yatırımların desteklenmesiyle bugünlerin meyvelerine kavuşmayı sağlamış oldu. ( Savunma sanayi, yeraltı kaynakları, teknolojik yatırımlar, üretimin yerli hale gelmesi v.s.)

Terör konusunda kararlı tutumlarıyla hem ülkemizde hem de sınırlarımızda gerekli önlemleri kalıcı olarak alması. Bunun yanında sınır komşularımızda almış olduğumuz teröre yönelik önlemler ve bölge halkının Türk askerine verdiği destek aşamasıyla bölgede yaşanan gerginlik ve olumsuz şartlarda zorda kalan insanların Türk topraklarına sığınması. Bu konuda geri adım atmaması nedeniyle yoğun bir mülteci akımına uğrayan ülkemiz bu akımdan en az zarar ile kurtulma çalışmaları göstermesi.

Kısa ve ani bir kararla ülkemize giren sığınmacıların aynı sürede geri gitmesinin mümkün olmadığı bilinciyle hareket ederek, mülteciler için gerekli çalışmaları ivedilikle yerine getirip geri dönmeleri için zemin hazırlamaları.

Yazılı ve görsel medyayı kontrol altına almasındaki en büyük amacın, Türkiye'de dış mihraklarca oynanan oyunlara alet olmasını engelleme nedenleri olduğunu herkes bilmektedir. Eğer ülkeye güç, millete güven dış dünyaya güçlü olduğu imajını vereceksen bunları yapman kaçınılmazdır.

Tüm bu olup bitenler arasında dünyayı sarsan Korona virüsü ile Pandemi döneminin ülkemizde vermiş olduğu ekonomik hasar, ardından 11 ili tamamıyla kapsayan deprem felaketi, yangınlar ve sellerin kararlılıkla çözüme kavuşturulması.

İşte kıymetli okurlar Millet, Muhalefet ve İktidar üçgeninde benim gözlemlemelerim bunlar. Bundan sonrası için ümitlerim ve umutlarım yeşermeye devam ediyor ve edecek. Görünen o ki, milletimiz ülkemiz için 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde ülke bütünlüğü ve birlik beraberlik içerisinde ( İktidar ve Muhalefet) ülkemizin geleceğinin sağlam temeller üzerinde yükselmesini arzuluyor.

Kişisel kavgalar ve siyasi argümanların milletin bölünmesi yolunda kurgulanmasını istemiyor.

YORUM EKLE