Ne zaman adam oluruz

Kendini Mısır Piramitlerinin en tepesinde gören bir şahsiyet malum yerinin en alttaki piramit taşının sağlamlığına bağlı olduğunu da aklından çıkartmamalıdır.
Şimdi bakıyorum kendini bilim insanı olarak ekranlarda lanse edenler, bilim insanına yakışmayacak egoist tavırlar sergiliyorlar.
Bir söz eğer doğru ise çıktığı yerin önemi yoktur. O doğrunun söylendiği yerde ister inançlı biri olsun, isterse inançsız..İster siyasi tarafı x olsun isterse y hiç farketmez. Önemli olan doğrunun yerine oturmasıdır.
Şimdilerde memleketimiz doğru bir eksenin üzerine oturtulmak zorundadır. Bu doğruları hep birlikte yerli yerine oturtacağız. Şu anda hiç kimsenin ego ve şahsi görüşlerine göre hareket edilebilecek bir lüksü yoktur.
Hele de bilimsel otoriteler ekranları kritik konularda şov yerine çevirmemeliler. Kimi halka korku ve endişe salarken kimileri de tamamen rahat tavırlar almamalıdır. Doğru tezler üzerinde fikir birliğine varılarak en kısa zaman içerisinde memleketimizi hem ekonomik hemde tehlikeler konusunda düzlüğe çıkarmanın formüllerini araştırmalıyız.
Düz bir yolda ilerlemeliyiz. Doğru olanı iktidarda inşa etse tebrik etmeliyiz, muhalefet de inşa etse tebrik etmeliyiz. Bu yol başka türlü asla aşılmaz.
Ne zaman ki,
Dindar ilim insanı da bizim,
Muhafazakar yönetici de bizim diyebiliyorsak; işte o zaman bu taraflara sahte dindar ve sahte muhafazakar kimliklerin karışmasını önleriz. Yoksa ne gerçek ilim adamına, ne de gerçek din adamına toplumun güveni kalmaz.
Namaz kılana yobaz, alkol alana ilerici demek sadece toplumu kandırmaktan ibaret bir düşman tuzağıdır. Bizler ne annelerimizin başörtüsünden, ne de dedelerimizin takkelerinden asla rahatsiz değiliz.
Mevlana gibi doğru, Yunus gibi dik, Atilla gibi cesur, Mimar Sinan gibi zeki ve Atatürk gibi Türk olduğun gün seni kimse yıkamaz...
Dört tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimi tadında yaşayan memleketimiz doğal afetler nedeniyle zor günler yaşıyor. Bu zor günlerde ağızlarında felaket kokan salyalarıyla ülkemizin değerlerine saldıranların çözüm yolu değil, kaos ortamı oluşturması alenen bellidir.
Bizler millet olarak kenetlenmenin ve bu zor günlerin aşılması için birlik olmanın hikayelerini yazarken, aklı selim ilim insanlarının ve yol gösterici bildiğimiz yazarların ortalığı kaosa sürüklemesinin mantığını anlamak mümkün değil.

YORUM EKLE