Seviyeli Yolculuk Hedefe Varır

Her zaman karşımıza çıkan bir söz var hani...

Eski ülkücü!!!!!...

Bana en bağnaz en yabani gelen bir söz bu. Ülkücü'nün eskisi asla olmaz. Bir insan ya ülkücüdür ya da değildir. İkisi arası orta şekerli kahve misali ülkücü olmaz.

Hele bazen öyle kelimeler duyuyor, öyle yorumlara rastlıyorum ki aklımdan şüphe etmeye başlıyorum.  Kendini eski ülkücü kabul edipte çektiği çileleri anlatanlar. Demek ki o çileleri boşa çekmişler. Belli ki menfaatler yada kişisel beklentiler gerçekleşmemiş ve akabinde ülkücülüğe karşı bir sitem duvarı oluşmuş. Tıpkı Berlin duvarı misali birbirine küsmüş ülkücüler sanki kişiselliğin prangalarından kurtulmak için eski hizmetleri satışa çıkarıyorlar.

Dava adamlığı dokuz ışığın içeriğinde alenen varlığını gösterirken, bu dokuzu sekiz ve yediye indirgeyenler bütünü bozma peşindeler.

Yılların çokluğu ülkücülüğe ve akabinde davaya güç katması gerekirken, yılların içinde şahsi ve nefsani beklentileri elde edememiş olanlar ne yazık ki bu gücü eritme gayreti içindeler.

Çocukluğumda içime işleyen bu ülkücü ruh, bedenle sarmaş dolaş olmuşken kimse beni bu ruhun sarmaalından çıkaramaz. Ne ben ülkücülüğü bırakırım, ne bedenim bu duruma uyum sağlayabilir. Belki ruh bedenden çıktığında bedene hükmetmem mümkün olmadığında ülkücülük ruhumla ebedi aleme intikal edecektir.

Selam ve dua ile...

YORUM EKLE