Türkçülük Üzerine

Türkçülüğü sistemleştiren Ziya Gökalp’in tarifine göre ‘’Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir’’, ‘’Yükseltmek’’ çok geniş açılımları olan bir kavramdır. Bunun içine Türk milletinin ‘’muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmasından kültür, ekonomi, siyaset, sanat, estetik vb. alanlarına kadar pek çok konu başlığı sığdırılabilir.

Aslına bakıldığında bu bağnaz bir ırkçılıktan ziyade kendi özünde kendi menfaatlerini koruyup gözetleme anlamına gelir. Bir şekilde kendini ifade ederken kendinde bir güç ve kuvvet hissedebilmenin gereklerini yerine getirebilme azmi. Hiçbir milletin boyunduruğu altına girmeme felsefesi ve bu felsefenin tüm gereklerini yerine getirme azmi. Korkmamayı korku endişesiyle güce bağlama arzusu. Ne diyor Ömer Seyfettin;

‘’Korkma sen Türksün !

Türkler hiçbir vakit, hiçbir yerde , hiçbir şeyden korkmazlar.

Bir diğer anlamlı Türk sözü şöyle der;

Oğul sakın kül etme bizden kalan közleri, kavuracak alev ol Türk’e düşman gözleri, Tarihini bil IRK’ını tanı… Unutma Dünyalara bedeldir, bir damla Türk kanı…!

Ziya Gökalp’tan sonraki dönemin seçkin Türkçüsü Nihâl Atsız, Türkçülüğü daha geniş kapsamlı olarak tanımlamaktadır: “Türkçülük, büyük Türkeli’nde Türk uruğunun kayıtsız şartsız hâkimiyeti ve istiklâli ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür”

Bu tarifin içine “büyük Türkeli” deyimiyle Turancılık, “Türk uruğu” deyimiyle de soy kavramı girmektedir. Böylece Ziya Gökalp’ta bulunmayan bir unsura Atsız’ın tarifinde yer verilmiş olmaktadır.

Çağdaş yazarlara göre “Ülkü, kelime olarak, ulaşılmak istenen yüksek bir amaç anlamındadır. Burada açıklanması gereken nokta, bu amacın kişisel değil, toplumsal olduğudur. Ferdin kendi hayatı için çizdiği program ve hedefler ülkü değildir; millet hayatına ait program ve hedefler ülkü olabilir. Ülkücü, millet hayatına ait bu ülküyü gerçekleştirmek üzere çalışan, bu yoldaki fedakârlıkları ile aynı zamanda nefsini aşarak kişiliğini geliştirip yücelten insandır.

Türkçülüğün temel dayanakları millet ve vatan sevgisi, millî şuur, millî ülkü vb. kavramlardır. Ana hedefi ise Türk milletinin birlik ve refah içinde, diğer bütün milletlerden güçlü ve bağımsız olarak ebediyete kadar yaşatılmasıdır. Bu açıdan bakılınca Türkçülük ülküsünün aslî unsurlarını şu şekilde belirlemek mümkündür:

1. Türk milleti bir ve bütün olmalıdır. Bunun nihaî anlamı, bütün Türklerin tek bayrak altında toplanmasıdır.

2. Türk milleti mutlak surette hür ve bağımsız yaşamalıdır. Hiçbir dış etki onun varlığını tehdit etmemeli, edememelidir.

3. Türk milleti ekonomik bakımdan çok güçlü olmalı, tabiat şartlarına bağlı kalmaktan kurtulmalı ve refah içinde yaşamalıdır. Ekonomik bakımdan güçlü olmak, askerî ve siyasî bakımlardan da güçlü olmanın temel şartıdır. Askerî ve siyasî bakımlardan güçlü olmak ise bağımsızlığın korunmasında en önemli etkendir.

4. Türklüğün tarihten gelen kültür özellikleri (dil, inanç, gelenekler, sanat özellikleri, hayata bakış tarzı vb.) muhafaza edilip geliştirilmeli ve yabancı kültür tesirlerine karşı korunmalıdır.

5. Türk milletinin bekası, yani varlığının sonsuza kadar devam etmesi Türkçülüğün temel hedefidir.

Tarih boyunca, bu aslî unsurlarla ilgili her gelişme, aslında Türkçülüğün birer belirtisidir. Onun için, Türkçülüğün tarihi, bir bakıma, bu belirtilerin toplamı demektir.

Başlangıç tarihi belirsiz, fakat çok eski olan Türk destanlarındaki motiflerin çoğu Türkçülüğün ana ilkeleriyle örtüşmektedir. Bu destanlardaki bozkurtta sembolleşen düşüncelerle Türkçülüğün hedefleri tam bir ayniyet içindedir. Bu bakımdan, Türk millî ülküsünün başlangıcını destanlarımıza kadar götürebiliriz.

Ben bu konuları eskilere kadar giderek uzatmak istemiyorum. Mesela Türklerde Güneş kadın, Ay ise erkektir. Bu nedenledir ki bizim kuşak çocuklarının ‘’Ay Dede’’ demesi ‘’Ay Ata’’ sözünden kalma bir gelenek olduğu söylenir. (Ziya Gökalp-Türk töresi)

Peki Türkçü olmak neyi gerektirir ?

Türkçü olmak zeka işidir.

Türk tarihinin derinlemesine bileceksin

Türkçeyi düzgün kullanacaksın

Eğitimli, toplum içinde saygın ve seçkin olacaksın.

Türklük için dövüşecek, gerekirse öleceksin.

Nerede Türk varsa öğrenecek, ilgileneceksin.

Türk olmak zordur, emek ister, yürek ister…

Büyük Türk İslam Ülkücüsü Seyyid Ahmet Arvasi Türklüğü öven yazısında şöyle diyor,

‘’Ben bir Seyyid’im. Yani bu demektir ki Türk değilim. Ama yeryüzünde bütün Türkler silinse üç Türk kalsa biri ben olurdum. İki Türk kalsa yine biri ben olurdum. Son Türk kalsa o da gene ben olurdum. Çünkü Türkler olmasa bugünkü manada İslamiyet olmazdı.

Atatürk’ün 29 Ekim 1933’teki nutkunda, Sovyetler Birliği’ndeki “dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz”e işaret etmesi, onlarla “olayların böldüğü tarihimizin içinde birleşmemiz” gereğini belirtmesi, onların bize değil, bizim onlara yaklaşmamızın isabetli olacağı görüşünü ileri sürmesi, “Bütün Türklük” fikrini benimsediğini göstermektedir. Onun zamanında paralara, pullara, anıtlara bozkurt figürlerinin ve motiflerinin konulması, çalışma masasında bir bozkurt heykelciğini bulundurması, devlet arması için yapılan taslaklara bozkurt resminin konulması, Türkçülük sembolüne olan ilgisini ve sevgisini göstermektedir. Liselerde okutulan tarih ders kitaplarında Türklerin yüceliği ile ilgili anlatımlara yer veriliyor, “Ana yurdumuz Anadolu’ysa ata yurdumuz orası” denilerek Türkistan’a dikkat çekiliyordu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır’’ sözü Türk tarihinin araştırılması konusundaki önemini bizlere göstermektedir.

Bu konuda bizlere önderlik eden Türkçü yazarlarımız;

Hüseyin Nihal Atsız, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Resülzade, Bahaeddin Özkişi, Zeki Velidi Togan, Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, İlhan Darendelioğlu, Cengiz Aytmatov, Ahmet Bican Ercilasun ve Necdet Sencer

Bu konuda Türk ve İslam sentezini bizlere neşreden Seyyid Ahmet Arvasi ve Cumhuriyet devrimlerinin büyük ismi Mustafa Kemal Atatürk Türkçülüğün gerekliliğini bizlere aşılayan isimlerdir.

İşte bu şuur ve inanç ile, Türk töresine, Türk milleti ve devletine zararı bırakın bir kenara bir öfke duyanların dahi bu kadim milleti yönetme iradesine güvenmek ne derece doğru olur varın siz hesap edin…

Selam ve dua ile

Müslüm SÖYLER

YORUM EKLE