banner45

UNUTULMAYANLAR…

Kaşgarlı Mahmut’tan günümüze gelen bir atasözü vardır. Devletin önemini anlatır. ‘Yerin düzeni dağ, milletin düzeni bey’. ‘Bey’ yani devlet. Bir milletin kimlik belgesi…

Devlet fikri kutsaldır. Devlet nizam demektir. Kanun demektir. Devlet özgürlüktür bağımsızlıktır. İnsanlar, hükümetler fanidir fakat devlet ebedi ve kalıcıdır. Bu kalıcılık devlet adamlarının varlığıyla kaimdir.

Adnan Kahveci… ‘Türkiye’nin Sorunları ve Çözümleri’ kitabında düşüncelerini okuduğum devlet adamı.

Bir düşünür ‘Cemiyete, mesuliyet ve fedakarlık duygularıyla nefsini vakfetmiş, şöhretle servetten ve kuvvetten uzakta yaşayan insanlara büyük demeliyiz ve genç nesillere bunların hareketlerini büyük hareketler diye tanıtmalıyız’ yorumuna uyarak onu tanıtmak düşüncelerini okuyucularımızla paylaşmak istiyorum.

1949 Trabzon Sürmene’de doğmuş. Birinciliklerle dolu bir yaşamın ilkini Milliyet Gazetesinin ilkokullar arası bilgi yarışmasında birinci olarak tatmış. Çocukluk yıllarında pazarcılık yapmış, mahalle çocuklarına Teksas, Tommiks kiralayarak hem harçlığını çıkarmış hem de eve katkısı olmuş. Üniversite giriş imtihanlarında birinci olmuş, üniversite sınavında Kahvecinin kırdığı rekoru hiç kimseler kıramamış Amerika’daki 4 yıllık üniversiteyi 2,5 yılda bitirmiş, bulaşıkçılık, aşçılık, emlakçılık yaparak Amerika’da ev sahibi olmuş Özal zamanında müşavirlik ve bakanlık yapmış, bakanlığı döneminde alışılmış bakanlara hiç benzemediğinde herkes hem fikir olmuş kendi deyimiyle yalnızca ‘Bakan’ değil, aynı zamanda ‘Gören’ olmuş. Geçici makamlar onun halktan biri olma özelliğini hiç değiştirmemiş.

İşte onun değerli fikirlerinden bir demet:

‘Geçmişi ne olursa olsun, çalışanı, üreteni destekledim. İyi politikacı olacağım diye inandığım doğrulardan taviz vermedim.’

‘Ülkem için doğru olan, partim için de doğrudur ve asıl particilik budur’

‘Ülkenin zararına olan hiçbir şey, parti yararına olmaz’

‘Ne politikacımız popülist politika yapmaktan, ne de halkımız devletten avanta beklemekten vazgeçiyor’

‘Demokrasi sadece bastıranların rejimi midir.? Demokrasi ne zaman dengelerin ve adil dağıtımın rejimi olacaktır’

‘Türk toplumunun en önemli eksikliğini tenkide tahammülsüzlük olarak görüyorum’

‘Hayat sıkıntılı olmaya, düşünmeye değmeyecek kadar kısa. Her şey de bir espri gülünecek bir nokta aramak lazım. Ölüm dahil’

‘Bu dünya bir ‘İmtihan yeri’ ise elbette günahkarlar da olacaktır. Bunun takdiri kulların değil, yüce Allah’ındır’

Ve onunla ilgili bir anı;

1990 Nüfus sayımı. Gümüşhane’nin il oluşunun kutlanışı. Birçok bakan, milletvekili ve bürokratın Gümüşhane’de olduğu bir zaman.

Nüfus sayım görevlisinin ‘Mesleğiniz göreviniz’ sorusuna herkes ‘Bakan, milletvekili, genel müdür’ gibi yanıtlar verirken sayılma sırası Maliye Bakanı A. Kahveciye geldiğinde, sayım görevlisi usulen aynı soruyu ona da soruyor ve şu yanıtı alıyor; ‘Kamu Hizmetlisi’…

Değerli okuyucular dikkatinizi çekmiştir şu son zamanlarda yazılı ve görsel medyada ‘Liyakat’ denen sözcüğün en çok telaffuz edilen sözcük olmasının bir nedeni var. Onların yokluğunu hissediyoruz siyaset adamlarına yol gösteren ışık tutan değerli fikirlerinden birazını paylaştığımız Sayın Adnan Kahveci ANAP hükümetlerinde görev yapmış, dürüst, yaratıcı, çalışkan ‘Doğrucu Davutluğu’ ile tanınan bir politikacıymış. Onu ve eşini ikinci el arabasıyla otoban açılışına giderken yapmış olduğu bir Trafik kazasında kaybettik.

XVII. yy. da yaşamış şair Nabi’nin dizeleriyle, erkenden kaybettiğimiz tüm değerli devlet adamlarımız için Adnan Kahvecinin şahsında zamaneden şekvamızı dile getirelim.

Bir devr de geldik ki azizan unutulmuş

Tutmuş yerini hurd ü büzürgan unutulmuş

Şu demeye geliyor: Öyle bir zamana geldik ki değerli kişiler unutulmuş ve büyüklerin yerini küçük, değersiz insanlar almış.

Projeleriyle tanınan siyaset dünyamızın renkli siması Adnan Kahveci yaşasaydı kim bilir daha neler üretirdi. Zamanımızın vizyonu noksan, renksiz bazı siyasilerin varlığını gördükçe Kahveci gibi kıymetlerin değerlerini daha çok anlıyoruz.

Erken kaybettiğimiz yüreği millet ve devlete hizmet aşkıyla çarpan, gücün ve yükselmenin asla yolundan çıkarmayı başaramadığı, temiz, dürüst insanları tanıdıkça

‘Semere-i hayat, hayırla yad edilmektir’ sözünün o ve onun gibilere ne kadar yakıştığını anlıyoruz.

Mekanları Cennet Olsun…

YORUM EKLE